Beyaz Kırılınca

           
Susar fısıltılar,
bıçak kadar parlak
köpürür deniz, geceye
bir kapı yüzer nefes nefese
renklerin dansından doğar beyaz
 
Gölgeleri deler kedi gözü
kum saatini devirir rüzgâr
beyaz kırılınca siyahta
boynunu eğer dalga
kapanır içine şarkı
bir sarhoş histir
dalganın içinde kalan.
 
Boynu bir ılık nefes bekler
içinde artan yükün taşında,
ruhu Van Gogh’un renklerinde yangın
aklı cam kırıklarında cinnet.
 
Taşıyamaz hiçbir damar                        
acının siyah çığlığını
patlar dümdüz bir suya,
kadının gözünden akan; deniz
içinde çoğalan yine deniz,
kapısına uzanıp
sıcak renkler doğurur vadilerce.
 
Dilek Değerli
(Yorgun Ruhlar Korosu'ndan)