Amy Lowell

AMY LOWELL







Amerika’da Brookline, Massachusetts’de 1874 yılının 9 Şubat’ında doğdu. Varlıklı, seçkin bir ailesi vardı. Çoğunluğunu edebiyatçıların oluşturduğu sofistike bir çevresi vardı. Yaşlı anne ve babasıyla ilgilenmek için on yedi yaşında okulu bıraktı. Kendi kendine bir eğitim proğramına girişti. Babasının 7000 kitaplık kütüphanesinden yararlandı. 1900’da anne ve babası öldü.


Şiir kariyeri, 1902’de ünlü oyuncu Eleonora Duse’u sahnede görmesiyle başladı. Eleonora’nın güzelliği ve yeteneğinden etkilendi. İlk şiirini bu oyuncuya yazdı. Yalnızca birkaç kez karşılaştılar ve ilişkileri gelişmedi ama Amy Lowell’ın birçok şiirinin esini ve kariyerinin tetikleyicisi oldu. Başka bir oyuncu olan Ada Russell, Amy’nin hayatının aşkı oldu. Ada’yla 1909’da karşılaştı ve Amy’nin ölüm yılı olan 1925’e dek birlikte yaşadılar. Ada’yla ilgili birçok şiir yazdı.1912’de ilk kitabı “Çok Renkli Cam Kubbe” yayınlandı.


Başlangıçta, kadınlar hakkında yazdığı şiirlerde lezbiyen bir içerik görüldü. Ama zaman geçtikçe çalışmalarına azar azar sansür uygulamaya başladı. Ada’yla olan ilişkilerinin onuncu yıl dönümünde “On Yıllık Süre” adlı erotik bir şiir yazmıştır. Ailesine ait bir binayı satın alarak orayı şiir merkezi haline getirmiştir. Bu şiir merkezi, bazı çevrelerce bir anlamda onun sevgili İngiliz çoban köpeklerini yetiştirmek için bir mekan olarak nitelendirilmiştir. Çok sayıda şaire patronluk yaparak Amerikan şiirini de teşvik etti. Amy Lowell, birçok makale yazdı, diğer yazarların yazılarını çevirdi ve edebi biyografiler yazdı. İki ciltlik Keats biyografisi Amerika’da kabul gören en önemli biyografisidir. İngiltere’de kabullenilmedi, haddini bilmezlikle suçlandı.


Amy Lowell, imagist (imgeci) hareketi Amerika’ya getiren şairler içinde en tanınmışıdır. Şiirlerinde aşk, tutku, yüceltme, aşağılama, müzik ve doğayla ilgili imgeler çokça görünür. Şiirleri bol imgelerle doludur ve sözlerde saçma sapan aşırılığın pek olmaması noktasında H.D. nin şiir anlayışıyla benzeşir. H.D. , aynı yıllarda İngiltere’de ortaya çıkan imagist bir şair kadındı. Amy Lowell, kendi şiir anlayışıyla benzerliği görünce bu hareketi araştırmak için İngiltere’ye gitti. İngiltere’den imagist çalışmaları tanıtmak için Amerika’ya eski şiir kitapları getirdi. 1915’de imagist şiir antolojisini yayınladı. 1916 ve 1917’de devamını yayınladı. 1916’da ikinci şiir kitabı “Erkekler, Kadınlar ve Hayaletler” yayınlandı. 1917’ de yaptığı konuşmalardan derlenen “Modern Amerikan Şiirindeki Eğilimler” yayınlandı.1918’de “Değişken Dünyanın Resimleri” adlı şiir kitabı yayınlandı. 1918’de imagist hareketin başı sayılan Ezra Pound, Amy Lowell’ın baskın kuşatmasından rahatsız oldu O’na gücendi. Amy Lowell’ı dava etmekle tehdit etti. Pound, O’nun bu imagist hareketine “Amygizm” dedi ve O’na karşı bol miktarda iğneleyeci, dokunaklı saldırılar düzenledi. Amy Lowell ise Ezra Pound’a “Astigmatizm” diye uzun bir şiir yazarak eleştirilerini dizeleriyle dile getirdi. Amy Lowell, Ezra Pound’un hoşa gitmeyen aşağılamalarının ötesinde birçok başka şeyle de eleştirildi. Lezbiyenliği, obez olması, erkek tişörtleri giymesi, sigara içmesi hakkında eleştiriler aldı. O’nu eleştirenler, aşırı kilolu kadınların seksüel insanlar olamayacağı, gerçek bir tutkuyu deneyimleyemeyeceği gibi peşin hükümlere sahiptiler. Bu eleştiriler ve kancalar sayesinde O’nun edebiyat kariyeri zarar gördü ve fazlasıyla hak ettiği şair sıfatını yaşarken elde edemedi. T. S. Eliot O’na “ şiirin şeytan satıcı kadını” demiştir. Amy Lowell da buna karşılık “Tanrı beni iş kadını yaptı ve ben kendimi şair yaptım.” demiştir. Ölümünden sonra bile hayranları, O’nu eleştirilere karşı savunmak zorunda kaldılar. Amy Lowell fıtık yüzünden birkaç kez ameliyat oldu. Görme bozukluğu ve fıtık sorunu O‘nu çökertti ve 1925 Mayısında öldü. Heywood Broun Amy Lowell’ın ölümüne saygı olarak bir biyografi yazdı; “O, şeylerin yüzeyinin ötesindeydi, evlenmemiş yaşlı kızdı. Ama içerde her şey yeryüzünün özü gibi erimiştir… bir gram daha fazla duygu verildiğinde Amy Lowell içinden ateş boşalır ve yakılıp kül olan kora dönüşür.”


1926 yılında ölümünden bir yıl sonra “Saat Kaç” adlı kitabıyla Amy Lowell, Pulitzer ödülüne layık görüldü.


Amy Lowell’a göre; Tüm kitaplar ya düşlerdir ya da kılıçlardır, kesebilirsiniz ya da sözcüklerle uyutabilirsiniz.


Sanat, bir insanın kendini ifade etme isteğidir, içinde yaşadığı dünyaya kişiliğinin tepkilerini kayıt etmek için.


Gençlik ayıplar, olgunluk hoşgörmez.


Mutluluk, kimilerince coşkunluk, diğerlerine göre yalnızca durgunluktur.


Bilim alanında en yeni yapıtları okumayı yeğleyin. Edebiyatta ise her zaman en eskileri okuyun. Klasikler her zaman moderndir.


Amy Lowell’ı biraz olsun tanıtabilmak amacıyla seçtiğim şiirleri çevirmeye çalıştım. Bazı şiirlerindeki uyaklar ve iç sesler doğal olarak Türkçe’de her zaman yerini bulamasa da mümkün olduğu ölçüde uymaya çalıştım. Amy Lowell’ın yıldızlarının ışığıyla…






Dilek DEĞERLİ, 30 Ağustos, 2007, İstanbul.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder