Kanat

Ruhunu yıkayan mermer serinliğinde
ipek mendilimle
sildim kadınların göğüslerinden akan kanı,
sildim damlayan asitli anıları.
Müziği bir kutuya hapsetmek yerine
dinledim, dinledim, bitirdim çinko notaları.
Mürekkep balığı gibi püskürttüm
içime yapışan yengeç sözcükleri
Püskürttüm karanlık geçitlerimden
geçemeyen tedirgin trenleri.
Evinden kaçan salyangoz,
denizin nefesini getirdi kulağıma.
Kelebek titreşimli
kemik kadar dayanıklı
deniz çiçeği açtı
kalbimdeki yeşil kayada.

Bedenim dar geldi ruhuma
çıkardım kılıfımı.
Ayaklarımı uçuruma fırlattı rüzgâr,
saydam bir kanat getirdi
düş ve renk suyunda ıslanmış.
Fırtınaya teslim olan bir yaprak gibi
tozlarımı silktim karlı dağlarda.
Kendi büyümü yaptım
iki tutam okyanus tuzu, bir çöl serabı
iki pamuk bulut, bir tutam yanardağ lavı.

İçimden geçti sessiz kanat.

Dilek Değerli
(Gece Kelebeği'nden)