geceyi yutar sis,
sallanır gökyüzü
kentlerin böğürtüsünde
küldür artık denizin kumu.
Boyaları kuruyan acının resmi
duvarına asılır kalbimin,
küf kokusu gelir bazen
acının koltukaltından.
Resmin tozlarını uçurur zaman
durgun bir gölün turkuvazına.
Evsiz barksız bir sokak köpeği,
hırpani artık tutku, kaldırımlarda.
İçimdeki konuşan kuş,
şeytan avcısı,
korku kapısını bekleyen yılan
yeni bir sokak açarlar
kuzey yıldızının karanlığında
yıkanır acı, uzayan boyunların
kuğulaşan ay kuyusunda.
Kollarını koparır örümcek
gene de yok olmaz küf yeşili
yapışır içimdeki yosuna,
ruhun ipek tüylerine
yüzsüzce ve sırsız.
Dilek Değerli
(Gece Kelebeği'nden)
sallanır gökyüzü
kentlerin böğürtüsünde
küldür artık denizin kumu.
Boyaları kuruyan acının resmi
duvarına asılır kalbimin,
küf kokusu gelir bazen
acının koltukaltından.
Resmin tozlarını uçurur zaman
durgun bir gölün turkuvazına.
Evsiz barksız bir sokak köpeği,
hırpani artık tutku, kaldırımlarda.
İçimdeki konuşan kuş,
şeytan avcısı,
korku kapısını bekleyen yılan
yeni bir sokak açarlar
kuzey yıldızının karanlığında
yıkanır acı, uzayan boyunların
kuğulaşan ay kuyusunda.
Kollarını koparır örümcek
gene de yok olmaz küf yeşili
yapışır içimdeki yosuna,
ruhun ipek tüylerine
yüzsüzce ve sırsız.
Dilek Değerli
(Gece Kelebeği'nden)