Ateş ve Su


İstiridyeyi evren sayan
inci kadar bakirdir
dehlizinde uyuyan yangın,             
pörsütülen hayata sürgün,
kendine seferber
atlıkarınca dönüşünde.
Aşkın neon ışıkları delince
içindeki taşocağını
hüzün yıldırımı yarınca bulutları                              
zırhından çıkar
kaya suretindeki sabır.
Ama hayat duvarında kilitli
ölümün çıplaklığı.
Kenarlarını göremediğimiz
üstümüzdeki örtü mü zaman?

Şiirin dilinde tüy bitmişse
aşkın külleri de üşümüşse,
kırmızı bile secde ediyorsa
suyun karşısında,
duvardan çıkar da ölüm
giyiniverir solan kalbin kanını
geride ne hayat ne aşk.
Bilinmez bir mevsimin
uğultulu, sınırsız ve
alacakaranlık bahçesinde
upuzun uçuk mavi bir uzanış,
sessiz bir zamansızlık,
çiçekte kadife,
toprakta bulut,
uzayda beyaz bir iz.

24.3.2010
Dilek Değerli
(Yorgun Ruhlar Korosu'ndan)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder