Kapı yorgun,
kuyu boş,
magmada yara,
tetikte rüzgârgülü.
Bir tutam söz kırığı,
birkaç suskun kabuk
konuldu çekmeceyeçözüldü tutku sessizce
aktı merdivenden
kasları ayda uçuşan
beyaz bir akşam kuşu gibi.
Perde indi gözlerine aşkın,
kanatları topladı rüzgâr.
Gecenin dili kesik
hayatın kolları kırık
duramazdı fırtına kuşu
bahçenin ıslak kalbinde.
Karabasan, gecenin üstünde
tüylü birkelebek.
Üşüştü kurtlar kabuğadelikdeşik ağaç
dayadı sırtını rüzgâra.
Rüzgârgülü kırılırken
yediveren açıyordu son gülünü
kabuğunu soydu ağaç
ve ikiye ayrıldı
kurtlar aktı saçından köklerine.
Kar kokan bir esmerlikte
uykuya daldı, kırlara uzanan anılar.
Kabuğunu yaktı kaplumbağa.
Dilek Değerli
Şiirsaati, Ocak, Şubat, Mart 2011
(Yorgun Ruhlar Korosu'ndan)
Kabuğunu yaktı kaplumbağa.
Dilek Değerli
Şiirsaati, Ocak, Şubat, Mart 2011
(Yorgun Ruhlar Korosu'ndan)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder