Dilek Değerli
Martılar bacalardan bakar
şehrin kara falına
ölüm bakışlı hayatın
dilinde zebani ateşler
göğsünde suç oyukları.
Zaman, kalın dudaklı bir kitapta
düğümlenmiş bir sözcük belki de.
Kendi dağına çıkamayan
dolunay yolcusuçığlığını çarpıştırır
harabeler arasında
yankılandıkça çığlık
düşer kalp küfündeki
düş emici asalaklar.
Makas kesmez
kırmızıya düşenin kefenini.
Ağzı bir gelincik gibi dağılırken
tutku mayınında
liflerine ayrılıyor hayat
uçuşan sayfaların altında.
Kurdunu öldürüyor elma.
(Rüzgar Kuyusu'ndan)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder